Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular

Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular çöz. Yurtdışı Öğretmenlik Testleri 2024 kategorisi Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular çöz.



Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular çöz. Yurtdışı Öğretmenlik Testleri 2024 kategorisi Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular çöz. Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular online çöz

Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular Çöz

Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular çöz. Yurtdışı Öğretmenlik Testleri 2024 kategorisi Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular çöz. Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular çöz

Online Yurtdışı Öğretmenlik Türkçe Çıkmış Sorular Soruları çöz

Soru 1


Kanaat gönlün razı olmasıdır. Nefis, tüketimle mutlu olurken gönül, ilahi hikmete yönelir. Tüketim hiçbir zaman mutluluk getirmeyecektir çünkü yaşamak için tüketmekten daha fazlasına muhtacız; sevgi, saygı, anlayış, aidiyet… Bunlar olmadan yaşanan hayat, hayat değil, bir angarya olabilir ancak. Tutunabilmek için, var olmak için geçmişin oluşturduğu değerlere de ihtiyacımız vardır. Dilinden kıyafetine kadar her şey bizi biz yapan unsurlardır. Dilini kaybedersen toprağını umursamazsan artık başkası olmuşsundur.

Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 2


Zihnimizi ve ruhumuzu besleyen yazarlar meşhur ve zengin olmaya çalışıyorlar. Bir reklam metni yazmayı hatta reklama çıkmayı akıllarından geçiriyorlar. Ticari hele de siyasi hesaplarını sokuyorlar gözümüze gözümüze. Bu durum okurların yazarlara farklı bir gözle bakmasına neden oluyor. Çünkü kimse edebiyatla gündelik hayatın olaylarına takılıp kalmak istemiyor. Farklı bir ideali, bir düşünceyi, bir yaşam biçimini yansıtmalarını istiyorlar. Varoluş biçimleri bir öneri olsun, bir umut; tıpkı yazdıkları hikâyeler, romanlar, tiyatrolar, şiirler gibi.

Bu parçada “yazarlar” ile ilgili yapılan asıl eleştiri aşağıdakilerin hangisidir?

Soru 3


Bir su damlasıyla başlayan arayışlar okyanuslara kadar uzanır. Sorgulamanın sahiline vurmuştur. Öyle ya, hayata karşı dimdik ayakta kalıştır denemeyi var eden sorgulama. Deneme, anılardan ve söz yığışmasından ibaret değildir elbette. Bilimsel yazıdan uzak, dost ile söyleşme, hâlleşme, kendi dünyasında seyre dalma ve okurla birlikte yolculuğa çıkma havası içinde “ben” eksenli anlatım biçimidir.

Bu parçada “deneme” ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

Soru 4


İçinizdeki yazma yetisini filizlendirip yazdığınız andan itibaren bir yazı ağacına dönüşüyorsunuz yazdıklarınızla. Yapraklarını dökmeyen bir ağaç... Yazdığınız sürece o filiz boy verecek, dallanacak, budaklanacak, dallar çatallanacak, yeni dallardan yeni sürgünler çıkacaktır. Her kitabın üzerinde durabilirsiniz. Her kitap sizi okuma sürecinde ağırlar. Ağacın dibinde gölgelenebilirsiniz. Yine de ağacı tümüyle görmeniz için dallarda dolaştıktan sonra inmeniz, ağacın gölgesinde çok eğlenmeden uzaklaşmanız ve belli bir mesafeden ağaca bakmanız gerekecektir. Yoksa yapraklar arasında kalır, fark edilmezsiniz. Ağaç sizi yutar. Sizi yutan ağaçtan başka ağaç tanımama ne büyük körlüktür!

Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Soru 5


Temel taşı dinamizm olan günümüz dünyasında yerinde saymamak ve yenilenmek “öğrenmeyi öğrenmek”le mümkündür. Çünkü ancak öğrenmeyi öğrenen insan, eksikliklerini ve neye ihtiyaç duyduğunu tespit edebilir. Bu tespitten sonra eksikliklerini tamamlamanın, ihtiyaçlarını gidermenin yollarını sorgulayarak arayabilir; sonsuz bilgi labirentlerinde kaybolmak yerine, emek isteyen, keşfedici bir yolculuğa çıkabilir. Eğitimi yalnızca belirlenen zaman, mekân ve seviyede verilen bir hizmet olmaktan öte; talep edilen, merak duygusuyla emek verilerek elde edilen bir olgu hâline getirebilirsek yani öğrenmeyi öğretebilirsek toplum olarak zihinlerimizi her zaman diri tutabiliriz.

Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi öğrenmeyi öğrenen bir bireyden beklenmeyen bir davranıştır?

Soru 6


Kapalıçarşı’nın çok renkli ve sesli dükkânları arasında kaybolmak bir İstanbul geleneğidir. Daracık yollara sarkan cam kandiller, gümüş takılar, kahve takımları, kumaşlar ve halıları ardımda bırakarak üçüncü tepeye doğru yol alıyorum. Kapalıçarşı’nın anlattığı Doğu masalı, İstanbul Üniversitesinin merkez kampüsü önünde son buluyor. Üniversitenin zafer takını andıran görkemli kapısı şehrin önemli simgelerinden biridir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisi kullanılmamıştır?

Soru 7


Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olabilir?

Soru 8


Onun, olayları kıskacına alan sağlam mantığına, medeni cesaretine ve sugötürmez yurtseverliğine hayranım.

Bu cümlede altı çizili sözün anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 9


Görev yaptığım üniversitedeki arkadaşım, dostluğu ile karşısındakine kıymet katan insanlardandı. Her girdiği çevreye kişiliği ile birlikte olgun ve asil bir huzur havası getirirdi. Fakültedeki odama usulca girdiği zaman biriyle tartışıyorsam - - - -, bir şeye sinirlenmişsem - - - -, yorulmuşsam - - - - başlardım.

Bu parçada boş bırakılan yerlerin herhangi birine aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

Soru 10


Şiirindeki sözcükleri büyük bir titizlikle seçen yazar âdeta bir damlaya denizi yüklemiştir.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı asıl anlam aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 11


(I) Mehmet Kaplan, Tanzimat’tan itibaren süregelen dilde sadeleşme savaşını her zaman kuşkuyla karşıladı. (II) Bu açıdan Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanan dildeki çatışmaları gereksiz görüyordu. (III) Yabancı kelimelere karşı açılan bu savaşın sürdürülmesi sonucunda yetişen yeni nesillerin binlerce kavramdan yoksun bırakıldığını ileri sürüyordu. (IV) “Kültür ve Dil” kitabında dil, düşünce ve kültür arasındaki ilişkiyi irdeledi.

Numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır?

Soru 12


• Tarih, geçmişin şimdiki zamanı besleyen geleneklere sahip modellerle donanmış olduğu düşüncesi ciddiye alınırsa insanlar için ancak bir değer taşır.

• Modern hayat bilgisi doğayı yeterince koruyamadığından dünyada birçok bölgede eski yöntemlere başvuruluyor.

• Rüzgâr yarın kuzey ve kuzeydoğudan şiddetini daha da artırarak hava sıcaklığını sıfırın altında ikiye düşürebilir.

Bu cümlelerden herhangi biri anlam ilişkisi bakımından aşağıdakilerin hangisiyle eşleştirilemez?

Soru 13


Yan yana uzanırdık ve ıslaktı çimenler

Ne kadar güzeldin sen nasıl bir eşsiz yazdı

Bunu anlattılar hep yani yiten bir aşkı

Geçerek bu dünyadan bütün ölü şairler

Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur?

Soru 14


Bir mühendisi, bir şairi, bir doktoru hatta ismini hayatınız boyunca işitmediğiniz bir işe mensup birini bir işten dolayı beğenir gibi olursanız hemen bütün faziletler sizin olur.

Bu cümledeki ses olaylarının tamamı aşağıdakilerin hangisinde vardır?

Soru 15


Aşağıdaki cümlelerin hangisi ögelerine doğru ayrılmıştır?

Soru 16


(I) Konuşmada olduğu gibi yazıda da dilin imkânlarından faydalanmak bizi farklı kılar. (II) İyi seçilmiş, yerinde kullanılan her kelime yazım kurallarına uygun bir şekilde ifade edilirse yazı daha da güzelleşir. (III) Konuşmada jest ve mimiklerimizi kullanırken yazıda imla kurallarına dikkat ederiz. (IV) İmla ise bir dilin belli kurallarla yazıya geçirilmesi demektir.

Numaralanmış cümleler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Soru 17


Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

Soru 18


Sabırla, titizlikle çalışılmış bir romandaki her cümleyi dikkatle okumalısınız. Bir cümle parçasını kaçırmanız bile bu tür romanların tadına varmanızı engelleyebilir; o parçayı anımsayamadığınız için “Ne kadar sıradan bir romancı?” diye boşuna kızabilirsiniz!

Bu parçada aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi doğru kullanılmıştır?

Soru 19


Bir bahar şarkısı ahengini vermiş sesine,

Saçların rüzgâra başkaldırıyor öylesine…

Taze göğsünde açan son çiçeğin korkusu yok.

Hüznü bağlardan içen kalbime yaklaş daha çok,

Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Soru 20


Çarşı meydanının büyük çınar ağaçları, yere düşen gölgelerini renklendirerek fısıldıyorlardı. Kuvvetli bir rüzgâr esiyordu. Avukat Hacı Namık Efendi, kâğıtları uçmasın diye zümrüt bir kameriyeye benzeyen küçük dükkânının camlarını indirdi. Karşıdan heybesi omzunda, semerli atının yuları elinde, kısa boylu bir köylü kendine doğru yavaş yavaş geliyordu.

– Merhaba Ali Hoca, dedi.

Köylü siyah, sivri iki noktaya benzeyen minimini gözlerini daha ziyade küçülterek:

– Merhaba, dedi. Belaya düştüm.  Bir dava için geliyorum.

Bu parçada hikâyenin unsurlarından hangisine yer verilmemiştir?

Soru 21


Sanatçı, bu eserinde kendine özgü rahat ve akıcı bir dil yakalamış. Diyaloglara döktüğü, zaman zaman polisiye kurguyla hızlandırdığı tarihî ve felsefi metinler hem kolaylıkla hem merakla okunuyor. Hele bu konulara ilgiliyseniz yüzlerce yıl öncesinden günümüze kadar gelen ve hâlâ çözümsüz kalan meselelerin ya da devletlerin bu meseleleri hâlletme biçimlerinin benzerliğini çok iyi göreceksiniz.

Bu parçanın türü aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 22


Bir topluluğa ait bilgiler verilmiştir.

• Sade bir dil kullanarak heceyle şiirler yazmışlardır.

• Hepsi ilk şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmışlar, sonra hece ölçüsüne dönmüşlerdir.

• Konuşma diliyle yazı dili arasındaki farkı kaldırmak istemişlerdir.

• Memleket sevgisi, kahramanlık ve yiğitlik temalarını işlemişlerdir.

Buna göre aşağıdaki dizelerden hangisi bu topluluğa ait olabilir?

Soru 23


Edebiyata 1921’de Dergâh dergisinde “Kitaplar ve Muharrirler” başlığı altında eleştiriler yazarak başlamıştı. Daha sonra Yarın dergisinde, sonra da İleri ve Medeniyet gazetelerinde eleştiri yazılarını sürdürmüştü. Arada bir, şiir kaleme aldığı da oluyordu. Eleştiri yanında o zaman pek moda olan mensur şiir türüne sapmış, sonrasında da anılar yazmaya başlamıştı. Romancılık yeteneğini bu anıları yazarken fark etmişti. Fahim Bey ve Biz, Çamlıca’daki Eniştemiz başlıca eserleri arasında yer alır.

Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 24


Aşağıdakilerden hangisi postmodern roman yazarlarından biridir?

Soru 25


Sabahattin Ali’nin hüzünlü bir aşk öyküsü olan eser, iki hikâyeden oluşan bir anlatıma sahiptir. İlk hikâyede Rasim adlı karakterin iş bulması ve Raif Efendi ile tanışması anlatılıyor. Onun neden yalnız ve topluma yabancı olduğunu ise kendisini kaleme aldığı siyah kaplı defter aracılığı ile ikinci hikâyede öğreniyoruz. İkinci hikâye Raif Efendi’nin kimselere söylemediği ve anlatmadığı bir aşk hikâyesi ile başlıyor. Gençlik yıllarına gittiğimizde bu defterde Raif Efendi’nin Almanya’da bir resim sergisinde Maria Puder ile tanışması ve sonrasında birbirlerine âşık olmasının hikâyesi içinde bir anda kendimizi buluyoruz.

Bu parçada sözü edilen eser aşağıdakilerden hangisidir?

Paylaş

Etiketler: