Din Felsefesi Test II

Din Felsefesi Test II çöz. TYT AYT YKS Felsefe Testleri kategorisi Din Felsefesi Test II çöz.



Din Felsefesi Test II çöz. TYT AYT YKS Felsefe Testleri kategorisi Din Felsefesi Test II çöz. Din Felsefesi Test II online çöz

Din Felsefesi Test II Çöz

Din Felsefesi Test II çöz. TYT AYT YKS Felsefe Testleri kategorisi Din Felsefesi Test II çöz. Din Felsefesi Test II çöz

Online Din Felsefesi Test II Soruları çöz

Soru 1


Doğada bir düzen olduğunu gözlüyoruz. Doğa hakkındaki bilgilerimiz arttıkça doğadaki her olayın birbiriyle düzenli ilişkiler içinde olduğu ortaya çıkmaktadır. Böylesine mükemmel bir düzenlilik, bu düzeni kuran bir varlık olduğunu göstermektedir. O halde evrenin bir yapıcısı vardır ki, o da Tanrı'dır.

Bu parçada daha çok aşağıda verilenlerden hangisi vurgulanmaktadır?

Soru 2


İçinde yaşadığımız dünya kötülüklerle dolu bir dünyadır. Nazilerin yaptığı vahşet, Hiroşima'ya atılan atom bombası, Afrika ülkelerinde açlık ve ölümlerin olması buna örnektir. Bunun yanında insanlar başka insanlara kötülük etmekte, acı vermekte ve yaşamlarını sona erdirmektedirler. Bu bilinçli bir kötülüktür ve ahlaki bir problem olarak ortaya çıkar. Bir de doğal felaketler dediğimiz depremler, salgın hastalıklar, fırtınalar, su baskınları insanların yaşamlarına son veren ve bundan dolayı kötü diye nitelenen oluşumlardır. Bunca kötülük karşısında insanların bir Tanrı'nın var olduğuna inanmaması gerekir. Çünkü her şeyi bilen bir Tanrı, dünyadaki bütün bu kötülüklerin var olduğunu da bilir.

Bu parçada aşağıda verilenlerden hangisi üzerinde durulmaktadır?

Soru 3


Tanrı, varlığın nedeni, değerin ve anlamın kaynağıdır. Tanrı'ya mekan ve zaman kavramları uygulanamayacağı için, Tanrı'nın varlığa gelmiş olması da düşünülemez. Tanrı, öncesiz ve sonrasızdır. Buna karşılık doğa ve insan, varlığını Tanrı'dan almak zorundadır. Tanrı doğadan daha güçlüdür. Doğa ve doğadaki tüm değerlerin Tanrı'dan çıktığı düşünülürse, güç ve değerin çok daha yüksek bir ölçüde Tanrı'ya ait olması gerekir.

Bu parçadaki görüşler aşağıdaki yargılardan hangisine dayanmaktadır?

Soru 4


Dine felsefi yaklaşım, herşeyden önce din gerçeğini kabul eden ve anlamlandırmaya çalışan bir yaklaşımdır. Bir Tanrı inancına dayanan dini, inancı değil de aklı kullanarak açıklamak ve temellendirmektir. Çünkü dinin kendi içinde kalınarak, onu anlamlandırmak ve temellendirmek pek kolay olmaz. Dini, dinin temel kavramlarını ve inançlarını değerlendirmek, anlamlandırmak ve temellendirmek, ancak dine onun dışından bakmak ve din gerçeğine eleştirel bir gözle objektif olarak yaklaşmakla olur.

Bu parçadaki görüşler aşağıdaki yargılardan hangisini desteklemektedir?

Soru 5


Din felsefesi, dini tanımlamaya, açıklamaya ve anlamlandırmaya, dinsel kavramları ve davranış biçimlerini felsefe temeli üzerinde savunmaya ya da eleştirmeye, dinlerin kullandığı dili çözümlemeye yönelik felsefe açıklamalarından meydana gelir.

Bu parçaya dayanarak aşağıda verilenlerden hangisine ulaşılabilir?

Soru 6


Din felsefesi, inanç karşısında akla öncelik verir, dinin temel inançlarını kabul eder; fakat onları mantıksal bir analizden geçirir. Din karşısında eleştirel ve objektif bir tavır alır. Dinin temel ilke ve inançlarını sorgular, fakat bunu inananların inancını kuwetlendirmek için yapmadığı gibi, onların inançlarını zayıflatmak için de yapmaz.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi din felsefesinin özelliklerinden biri değildir?

Soru 7


Teoloji, doğrudan doğruya inanca dayanır. İnancın sınırları dışına çıkamaz. Teolojinin en önemli amacı, dini temellendirmek ve açıklamak, bu şekilde inananların inançlarını güçlendirmektir. O, dini yargıları hiçbir şekilde sorgulamaz. Açıklamalarında Tanrı'nın gönderdiği _kutsal kitaplara, peygamberlerin bildirdiklerine ve din ulularının yorumlarına dayanır.

Bu parçadan, teoloji ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?

Soru 8


Teoloji, dinin temellendirilmesi ve açıklanması etkinliğinde doğrudan doğruya inanca dayanır. İnancın sınırlarının dışına çıkamaz. Tanrı'nın varlığını ve niteliklerini, Tanrı'nın evrenle olan ilişkilerini açıklarken, dindeki kutsal kitaba, peygamberin bildirdiği mesajlara ve din bilginlerinin yorumlarına dayanır. Dini açıklayarak insanların inançlarını güçlendirmeye çalışır.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi teolojinin özelliklerinden biri değildir?

Soru 9


Felsefenin dine ilişkin tavrı, tıpkı sanata ve ahlaka olan tavrı gibi, rasyonel, sorgulayıcı ve eleştirel bir tavırdır. Felsefenin bu tavrı, dini, dayandığı temel dogmalar, kavramlar ve iddialar bakımından kavramaya yöneliktir. Bu nedenle de felsefe ve din arasında, ilke olarak bir çatışma olması gerekmez.

Bu parçada aşağıda verilenlerden hangisi vurgulanmaktadır?

Soru 10


Deizm, laikliğin doğuşunda ve gelişiminde etkili olmuştur. Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması anlamına gelir. Yani siyasal işlerin yürütülmesinde dinin kullanılmasına karşı çıkar. Laiklik, bundan başka inanç ve vicdan özgürlüğü anlamına gelir. İnsan, din konusundaki inancını kendi aklı ve gönlüyle belirler; buna kimse karışamaz.

Buna göre aşağıdakilerden hangisi deizmin etkisi sonucunda ortaya çıkmış bir durumdur?

Soru 11


Herşeyi bilen bir Tanrı, bu dünyada bir takım kötü- lüklerin var olduğunu bilir; her şeye gücü yeten bir Tanrı, bu kötülüklerin ortaya çıkmasına engel olabilir. Mutlak olarak iyi olan bir Tanrı, bu kötülüklerin ortaya çıkmasını istemez. Her şeyi bilen, gücü her şeye yeten ve mutlak olarak iyi olan Tanrı'nın var oluşuyla bu dünyadaki kötülükler hiçbir şekilde bağdaştırılamaz.

Bu görüşün temelinde aşağıdaki varsayımlardan hangisi yer alır?

Soru 12


- Spinoza: Tanrı'nın bilgisine akıl yoluyla varılabilir. Tanrı, evrenin yaratıcısı değildir. Tanrı ve evren sözcükleri bir tek ve aynı şeyi gösterirler.

- Ksenofanes: Bir Tanrı vardır; bu Tanrı yaradan olmayıp, evrenle bir ve eşittir. 

Spinoza ve Ksenofanes'in buı görüşleri, onların hangi yaklaşımı benimselemelerinin bir göstergesidir?

Soru 13


Her olay, olması gereken bir biçimde olur. Başka bir şekilde olması olanaksızdır. Olup biten her şey Tanrı'nın gizemli yapısının bir görüntüsüdür.

Bu parçada aşağıda verilerden hangisi vurgulanmaktadır?

Soru 14


Düzen, her zaman akıllı bir düzen vericinin varlığını gerektirir. Çelik parçalarını gelişi güzel bir araya getirelim; bu parçalar zamanı gösterme amacına hizmet edecek şekilde hiçbir zaman kendi başlarına bir saat haline gelemez. Onlara düzeni yalnızca akıllı bir insan varlığı verebilir. Aynı şekilde, evrendeki düzen ve evrendeki her nesnenin bir amacı yerine getirecek şekilde düzenlenmesi, bir sanat yapıcısından, bir mühendisten çok daha yetkin bir varlığı gerektirir.

Bu parçadaki görüşler daha çok aşağıdakilerden hangisini kanıtlamaya yöneliktir?

Paylaş

Etiketler: