Klasik Koşullanma İlkeleri Nelerdir? Klasik Koşullanma İlkeleri şunlardır:
Habercilik (Yordayıcılık)
Bitişiklik
Sönme
Kendiliğinden Geri Gelme
Alışkanlık Kazanma
Duyarlılık Kazanma (Hassaslaşma)
Pekiştirme
Genelleme
Ayırt Etme
Öğrenilmiş Çaresizlik
Ön Koşullama/Duyusal Ön Koşullama
Kendini Gerçekleştiren Kehanet/Rosenthal Etkisi/ Pygmallon Etkisi
Üst Düzey Koşullama/İkincil Koşullama
1) Olumlu Habercilik (İleriye Koşullanma)
Koşullu uyarıcının, kendisinden sonra koşulsuz uyarıcının geleceğini bildirmesidir.
2) Olumsuz Habercilik (Geriye Koşullanma)
Koşullu uyarıcının, koşulsuz uyarıcının bittiğini blldirmesidir.
✓ Film aralarındaki reklam müziği, reklamın başlayacağını haber vereceği için olumlu habercidir.
✓ Yağmurun geleceğini bildiren kararmış bulutlar olumlu habercidir.
✓ Bulutların dağılmaya başlaması, yağmurun biteceğini bildirdiği için olumsuz habercidir.
Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının verilme zamanının birbirine yakın olmasıdır. Bu süre 0,5-30 sn arasıdır.
Pavlov'un deneyinde köpeğin, zil sesinden hemen sonra et verileceğini bilmesi durumudur.
✓ Ani bir fren sesinin ardından önündeki çocuğa arabanın çarptığını gören Fatma, ne zaman ani bir fren sesi duysa korkmaktadır. Bu korkunun nedeni bitişikliğin sonlanmış olmasıdır.
✓ Seda'nın babası eve geldiğinde, zile iki defa basmaktadır. Zile ne zaman iki defa basılsa Seda babasının geldiğini düşünüp kapıya koşmaktadır.
Şartlı uyarıcının belli bir süre şartsız uyarıcı olmaksızın tek başına verilmesi sonucu şartlı tepkinin azalarak ortadan kalkmasıdır. Klasik koşullanmada sönme, tepkinin azalarak ortadan kalkmasıdır. Koşullanma nasıl meydana gelir, sorusunun cevabının tam tersi sönmedir.
Sönme gerçekleştikten bir süre sonra organizmanın şartlı uyarıcı ile karşılaşması sonucu tekrar şartlı tep ki vermesidir.
Otobüste midesi bulunan Sema'nın ne zaman otobüs görse midesi bulunmaktadır. Bir süre sonra otobüs gördüğünde midesinin bulanmaması => Sönme
İç ve dış etkilerle düşünce, duygu ve davranışlarımızı yönlendiren, sürekli aynı şekilde gerçekleşmesi sonucunda zamanla otomatik bir tepki haline dönüşen öğrenilmiş davranışlara alışkanlık adı verilir.
Yeni aldığı topuklu ayakkabılarla yürümede ilk zamanlar zorlanan Bahar sürekli kullandığı için artık rahat yürüyebilmektedir.
Organizmanın sürekli olarak aynı uyarıcıya maruz kalması sonucu, organizmanın tepkilerinde azalma olmasıdır.
Silahlardan çok korkan Kaya'nın, askerdeyken bu korkusunun sona ermesi.
Organizmanın koşullu uyarana karşı göstermiş olduğu tepkinin şiddetinin artmasıdır.
Önemli bir telefon bekleyen Tuğba Hanım'ın, duyduğu birçok sesi telefon sesine benzetmesi.
Sönmenin gerçekleşmemesi için aralıklarla bir şartsız uyarıcının verilmesidir. Klasik koşullanmada pekiştirme, şartsız uyarıcının şartlı uyarıcıdan sonra verilmesidir. Ayrıca klasik koşullanmada, şartsız uyarıcı pekiştireç, şartlı uyarıcı ise ikincil pekiştireçtir.
Şartlı uyarıcının bir veya birkaç özelliğine sahip başka bir uyarıcıya da şartlı tepki gösterilmesidir.
Ali'nin elini bir tavşanın ısırmasından sonra tüm beyaz tüylü hayvanlardan korkması.
Organizmanın sadece istenilen uyarıcıya tepki vermesini sağlama işlemi, ayırt etme olarak ifade edilebilir. Organizmanın şartlanmadan sonra sadece şartlandığı uyarıcıyı diğer benzer uyarıcılardan ayrılmasına "ayırt etme" denir.
Organizma, ne kadar çaba harcarsa harcasın durumu değiştiremeyeceğini öğrenerek pasif kalmakta ve bu pasifliği de tüm istenmeyen durumlara genellemektedir.
Beden eğitim dersinde kasadan !akla atmayı başaramayan Atahan, bunu hiçbir zaman başaramayacağına inanmaya başlamıştır.
Organizma iki farklı nötr uyarıcı arasında bağ kurar. Daha sonra nötr uyarıcılardan biri koşulsuz uyarıcı ile eşleşerek koşullu tepkiyi yaratır. Diğer nötr uyarıcı bu koşullanma sürecine dahil olmadığı halde o da aynı ilk nötr uyarıcının yarattığı tepkiyi araya çıkarma gücünü kazanır. Bu duruma duyusal ön koşullanma denir.
Tamamen bireyin içsel süreçlerinden kaynaklanan, kişinin duygu ve düşüncelerinin davranışına yansımasıdır.
KPSS'yi kesinlikle kazanamacağını düşünen bunun için çalışmayan, çaba harcamayan Aslı'nın KPSS'yi kazanamaması.
Pavlov bir koşullu uyaranın, tıpkı koşulsuz uyaran gibi organizmada bir tepkiye yol açma tepkisini edindikten sonra başka bir koşullama düzeneğinde koşulsuz uyaran gibi kullanılıp kullanılamayacağını sorgulamıştır. Bunun için koşullanma gerçekleştikten sonra koşullu uyarıcının önüne yeni nötr uyarıcı eklemiş ve koşullama deneyini koşulsuz uyarıcı kullanmadan bir süre tekrarladığında bu yeni uyarıcıya da koşullu tepkinin gösterildiğini gözlemiştir. Fakat bu durumun en fazla üçüncül aşamada gerçekleşebileceğini dördüncü aşamanın uyarıcı şiddeti ne kadar fazla olursa olsun koşullamanın gerçekleşmeyeceğini not olarak düşmüştür.