KPSS Türkçe Paragraf Soruları

KPSS Türkçe Paragraf Soruları çöz. KPSS Türkçe Testleri kategorisi KPSS Türkçe Paragraf Soruları çöz.



KPSS Türkçe Paragraf Soruları çöz. KPSS Türkçe Testleri kategorisi KPSS Türkçe Paragraf Soruları çöz. KPSS Türkçe Paragraf Soruları online çöz

KPSS Türkçe Paragraf Soruları Çöz

KPSS Türkçe Paragraf Soruları çöz. KPSS Türkçe Testleri kategorisi KPSS Türkçe Paragraf Soruları çöz. KPSS Türkçe Paragraf Soruları çöz

Online KPSS Türkçe Paragraf Soruları Soruları çöz

Soru 1


(I) Rakamları önümüze koyduğumuzda Türkiye'nin yoksul ülkeler sınıfında olduğunu görüyoruz. (II) Şimdi kendimize soralım; bu yoksulluk nereden geliyor? (III) Dört iklimi aynı anda yaşayan bir zenginlik... (IV) Aynı anda hem Akdeniz rüzgarını hem Ege meltemini hem Karadeniz poyrazını hissedebilen bir ülke... (V) Arap çöllerinden Balkan ovalarına, Kafkas dağlarından Ege'nin mavi koyları na uzanan bir coğrafya... (VI) Üst üste yığılmış bir medeniyetler resmigeçidi; dünyanın en önemli açık hava müzesi... (VII) Kafalarımızın, düşünme biçimimizin yanlışlığından başka bir gerekçe bulamıyorum yoksulluğumuza.

Bu parçanın II. cümlesindeki sorunun cevabı numaralanmış cümlelerin hangisinde verilmiştir?

Soru 2


(I) Bence, okur da, yazar kadar, okuduğu metne emek vermelidir. (II) Bir metin, bence, okuru, durmadan kendine çekebilmelidir. (III) Bu, yalınlıkla sağlanabildiği kadar, ustasının elinde karmaşık olanla da sağlanabilir. (IV) Bir saray bahçesinin düzenlenişinde sanat yoktur demiyorum. (V) Ama benim tercihim cangıldır. (VI) Birincisi yalınlığı işaret ediyorsa, öteki karmaşık olanı.

Bu parçada yazar, numaralanmış cümlelerin hangisiyle birlikte anlatımını örneklerle somutlamaya başlamıştır?

Soru 3


(I) Ben, işe şiirle başladım, çok sürdürmedim, hikayeye geçtim önce. (II) Hikayeyle, romanla geçimimi sağlama olanağı bulamadığımdan, ikinci, daha doğrusu birinci iş olarak gazeteciliği seçtim. (III) Gazeteci, romancının farkına varıp vurguladığı gerçekleri göremez denir. (IV) Bu yanlış bir kanıdır. (V) Hala meslekte olduğum için söylüyorum bunu; gazeteci, insan gerçeğini de, toplumumuzun günümüzdeki gerçeğini de bir romancıdan çok daha iyi görür, vurgular.

Bu parçada yazar kaçıncı cümleden başlayarak eleştirel bir tutum sergilemektedir?

Soru 4


(I) Bir sanatçının yetiştiği çevreden etkilenmeden eser vermesi olası değil. (II) Dil gibi, tarih, gelenek gibi bir çok ulusal koşulların içinde yetişen sanatçıda bu etkiden daha doğal ne olabilir? (III) Üstelik sanatçının ulusal olması, değerinin düşmesi, evrenselliğini yitirmesi anlamına gelmez. (IV) Romantikler ulusallığa değer vermişlerdir ve gerçekten sevilerek okunmuşlardır. (V) Aksine evrenselliği yakalamanın temel koşulu ulusal değerleri alabildiğine temsil etmektir.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

Soru 5


Bugüne kadar, benim üzerinde durduğum kadar, aşkın ciddi ele alındığını sanmıyorum. Hiçbir romanımızda bu yapılmamıştır. Bu hususta iddialıyım. Aşk-ı Memnu'nun getirdiği, yüzeysel, her şeyi yasak aşk çevresinde ele alan, yalnız kadın erkek ilişkisini değil, baba - kız ilişkisini, arkadaş, dost, akraba ilişkisini yasak zeminde ve maddi aşk düzleminde ele alan bir edebiyat, roman anlayışı var bizim geleneğimizde. Ben bu yüz yıllık geleneğe karşı çok ciddi tarzda aşkın Doğu ve Batı'da metafizik temelleri olduğunu ele almaya çalıştım.

Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak söylenmiş olabilir?

Soru 6


Hani anlatırlar ya, iki kurbağa bir süt kovasına düşer. Bunlardan biri kovaya düşer düşmez paniğe kapılır. "Artık buradan kurtulmam imkansız." diyerek bırakır kendini ve boğulur. ikinci ise: "Boğulsam da sonuna dek direneceğim, çırpınacağım." der. Dediği gibi de yapar. Ayaklarıyla sürekli devinmeye, sütü hareket ettirmeye başlar. Bu devinim sonunda süt yağ bağlar. Kurbağa da yağ tabakasının üzerinde kalarak kurtulur.

Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

Soru 7


Sanatın kendine gelebilmesi, dört nala yol alabilmesi kültür alanındaki yolsuzlukları önlemeden geçer. Sonra komik duruma düşüyoruz. Türkiye özellikle arkeolojik değerler açısından yağmalanmış bir ülke. Çaldırıyoruz, bu mallar gidiyor dışarıya, sonra kendi paramızla, müzayedelerden alıyoruz. Geri aldığımız malın önünde poz veriyoruz. Ayıp denen bir şey var. Bu marifet falan değil, aşağılanma bu. Ahmaklığın fotoğrafı. Beni üzüyor, yurttaş olarak üzüyor.

Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmaktadır?

Soru 8


Kimi sanatçılar rahat içinde olmanın sanatçıyı yok ettiğine inanır ve bilerek, isteyerek zor bir yaşamı seçer. Bu "Şeytan azapta gerek!" durumunu Dostoyevski çok yaşadı. Bir romanın başarı ve para kazanması üzerine kumarhanelere gider ve bütün parasını kaybederek yeni bir roman yazma zorunluluğu ile karşı karşıya kalırdı. Pablo Picasso durmadan resim tarzını değiştirir ve kendisine ün, para kazandıran bir tarzın konforunu terk ederek yeni riskleri ve zorlukları göze alırdı.

Bu parçada sözü edilen sanatçılardan yola çıkılarak aşağıdaki genellemelerden hangisine varılabilir?

Soru 9


--. O kelimelerden, o deyimdekilerden ayrı işlemler,ayrı güçler aramayın artık. Çünkü donmuştur. Tek yönlüdür. işlemleri, güçleri, bir bakıma uyandıracakları çağrışımlar bellidir. Ne olsa değişmeyecektir. Bu kelimelerin meydana getireceği şiirlerle, dizelerden meydana gelen şiirler arasında pek büyük bir ayrılık göremiyorum. Çünkü ikisinde de şairin işi kelimelerle değil, kelime bloklarıyla oluyor.

Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

Soru 10


Olaya ağırlık veren Ömer Seyfettin hikayeciliğinin moda olma özelliği gösterdiği o dönemde Esendal, olaysız, düşünce ve duygunun çözümlenmesine giriştiği, yalın, çarpıcılıktan uzak, ama hemen hepsi içli, derin hikayeler yazmıştır. Seyfettin'in aksine olayın geri plana itildiği hikayelerde, toplumsal çevre çeşitliliği, değişik katmanlardan insan bolluğu Esendal'ı ilginç kılar. Burada kişisel gözlem yalnız kendisinden söz açmaz, bütün bir topluma açılmak ister.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?

Soru 11


Sanıyorum, dikkatlerden kaçmıyor; son günlerde, her fırsatta, kamuoyunu yönlendirmeye dönük "Geçen yıl olmadı, fakat bu yıl olacak." söylemi, kimi dillere pelesenk edilmiş. Görüyoruz ki, vaadin bini bir para! Bu yıl da mı "olmadı"; gelecek yıl, çuvala mı girdi canım? Oysa her gelen yıl, geçeni aratmakta; her umut kursağımızda kalmakta . Ne kadar yıl gelirse gelsin, hiçbiri öncekinden daha güzel olmayacak.

Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisiyle nitelendirilebilir?

Soru 12


(I) Dil, bir açıdan işlendikçe o alanda elde edilen verimler bir noktadan sonra azalmaya başlıyor. (II) Bu, bir bunalıma yol açıyor. (III) Bunalımlar da yeni şiir alanları, yeni açılımlar bulunmasıyla sona erer hep. (IV) Bir iki yıldır açılan yeni şiir alanlarından dolayı dilin daha iç, daha derin imkanlarıyla baş başayız bu yüzden. (V) Genç şairler yalnız folklor gibi kesin klişelere değil, daha hafif kalıplara bile sırt çevirdiler. (VI) Kendilerinden önceki şairlerin yaptıklarını sıradan ve basit buldular. (VII) Daha özgür ve daha bireysel olmak istiyorlar.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

Paylaş

Etiketler: